29 Eylül 2013 Pazar

Expo 2013'ü Son Anda Yakalamak

İstanbul- Gyeoungji Dünya Kültür Expo 2013
Tam 22 günlük fuarın ellerimden kayıp gitmesine seyirci oldum siz de olun istedim.
Bir koreseverin bayramı sayılabilecek fuarda ne mi yaptım.
Sadece tam anlamıyla "Musicbank in İstanbul"u değerlendirdim.
Şöyle bir geriye bakıyorum da o da olmasa kendimi bi yerlerden atmam gerekirdi.
22 gün boyunca bugün giderim şu gün giderim derken bitti işte.
Yalnız gitmek istemedim.
Keyfini birileri ile olursam daha iyi çıkarırım, eğlenirim, şımarırım derken yanıma bir yoldaş bulamadım.
Artık son gün yalnız da olsam gitmeliyim derken...
Atladım dolmuşa ardından kadıköyün iğrenç kokusu eşliğinde vapura.
O vapur yolculuğu için çekiyorum senin kokunu kadıköy bilesin...
Eminönündeki pavilyona girdim.
Orayı daha önce nasıl görmemişim hiç bir fikrim yok üstelik kocaman da bir yer
panoromik resimlere bayılıyorum

Bakar mısınız şu görüntüye en sevdiğim iki şey aynı karede
Galata kulesi ve Kore tarihi yapısı

Bol vaktim olduğundan keyfini çıkararak gezindim.

Bol bol görsel efektler, animasyonlar kullanılmış.
Çan sesinden sonra Silla'yı anlatan görsel şov olmasına rağmen ne yalan söyleyim ben izlemedim
Ufacık bir kısmını izledim.
Tam olarak şu kısmını


Dragonlara bayılıyorum dragondan sonra koptum zaten.
Aklım şu an çin mitolojisine uçup gitti bile :D
Hatta size saçma gelebilir ama Jackie Chan'in animasyonuna gitti.



Konumuza dönelim hep konuyu dağıt cık cık...
Hmmm neler vardı
İhtişamlı Silla'nın altınlarından, tarihi eserlerinden örnekler sergileniyordu.
Bir sürü resim çektim sanki hepsine dönüp dönüp bakacakmışım gibi
Hangi müzeye gitsem aynısını yaparım hepsinin resmini çekerim.
O kadar çektim siz de nezaketen olsa bakın bir kısmına :D



Tokalara bayıldım.
Aynısından istiyorum.
Beyaz atlı prens sözüm sana.


Şöyle hoş bir köşe hazırlamışlar.
Oturuyorsun karşısına Kore'nin güzel saraylarının, bahçelerinin resimlerine bakıyorsun, soluklanıyorsun vakit öldürüyorsun.


Fotoğraflarla dolu bir koridoru geçtikten sonra Kore savaşı ile ilgili bir alan ki ben orda da pek durmadım.
Hatta aslına bakarsanız bi resim çekip uzaklaştım.


Sırada robot şov var, görsel şovla birlikte.







En son kısım ise dileklerin renkli kağıtlara yazılıp asıldığı ve fotoğraf çekinip ekrana şutlandığı bölüm.
İşte bu da çirkin yazım ve benim dileğim




Kültür pavilyonunu gezmeyi bitirdikten sonra ver elini  Beyazıt Meydanı
O da nesi her şey kaldırılmış
Yerinde yeller esemiyor inanılmaz kalabalık.
İşportacı pazarı gibi...
Hmmm buralar senin yerin değil nevale tabanvay sultanahmete yollanmalı dedi benim iç ses
"Sultanahmet Allahtan hala hareketli"





Hmmmm mısır
Beast yer de benim neyim eksik caaağnım memleketimde


Aldım mısırımı
Evet direk bu sebepten aldım.
Bir önceki yazımdan hatırlarsınız ben artık bi fangörlüm herşey beklenir artık benden.
Mısır iyi de geldi zira kendisi öğlen yemeği ve akşam yemeği yerine geçti



Kore hasat törenine denk geldim.
İzlerken saçma ama eminim katılsam eğlenceli olur dediğim bir oyun tutturmuş ahjussiler* ahjummalar*



Veeeee sonunda muhteşem kapanış seremonisi.
Demet Tuncer (tiyatro oyuncusu hani çocuklar duymasında ismailin favorisi) ve Koreli partnerinin sunumu bence oldukça keyifliydi
Sempatik hatun :D


İlk önce Koreli ve Türk çocuklardan oluşan bir çocuk korosu sahne aldı.
Çocuklar ne kadar sevimli olsa da saçma olan nokta şarkıları playback söylemeleriydi.



Kore klasik müzik gösterisi
Dikkatimi çeken nokta ise hepsinin yüz ifadesinin aynı olması.






Ve "Miso 2 - Silla The Land Of The Gods" müzikali


Tamamını izlemediğime inanılmaz pişman oldum.
Aşık olduğum gösteri ya da aşık olduğum .... Soldaki ... Neyse konumuz bu değil :D :D




Taekwondocu çocukların gösterisi
Buna bayılacağınıza eminim
Yok artık dedim defalarca



Ardından bir diğer, çok keyifli müzikal "Flying"
Bu Korelilerde sevimli olma geni var ya da sonradan çok iyi öğreniyorlar.



Türk ve Korelilerden oluşan bir dans gösterisi
Tarihi dans ile modern dansın kapışması şeklinde (B-Boy gösterisi)
Bunlar da tam sevimli serserilerdi




Son olarak mehteran ekibi
Videonun başında görünen sevimli çocuğu çekemeden edemedim.
O kadar güzel eşlik ediyordu ki
Çocuğa sarılmamak için kendimi zor tuttum


En sonunda bu şova katılan herkes sahneye geldi


fuarı kaçırmanın burukluğu ile bitmiş oldu böylece
kendime bir kere daha söz verdim bilmem kaçıncı kere bir dahakine şansımı iyi kullanacağım diye

not: Fuara katılamayanlar da bir nebze olsun neler olmuş görebilsin diye videolar çektim ve inanın yüklemesi muhteşem hızlı ttnet! ile günlerimi aldı.
Ama şunu gördüm bu kamera artık günümüz teknolojisinde tatmin edici değil






3 Eylül 2013 Salı

Musicbank'e 5 gün kala...

Geri sayım devam ediyor...
Zaman ne kadar çabuk geçiyor azizim.
Evet, yazıma klişe, beylik laflarla başlıyorum.
Hayat, ekmek parası, yaşam mücadelesi derken hiç bir şey anlamıyorsunuz.
Evet, inatla devam ediyorum bu tonda konuşmaya...
Bir kaç gündür sürekli bu tarz diyaloglara girdiğimden başka türlü sohbet edemez oldum.
Sebep mi?
Dünya dişhekimleri birliğinin 101. kongresi vardı İstanbul'da.
Kongre nedeniyle bütün dünyadan dişhekimleri özellikle Türk dişhekimleri İstanbul'a akın etti.
3 yıldır görmediğim ne kadar okul arkadaşı, asistan, hoca varsa hepsini gördüm.
Mezunlar toplantısı gibi
Her karşılaşmada konuşma seyri
Aaaaaa!! Nasılsın? Neler yapıyorsun? Nerdesin? Memnun musun? Ay her yerde aynı işte!
Bir yerden sonra otomatiğe bağlayan arkadaşım karşısına çıkanlara "27 yaşındayım, Samsun'da çalışıyorum, bekarım." diyerek banttan konuşuyordu :D

Korkmayın gençler! Kongreyle ilgili bilimsel, sıkıcı şeylerden bahsetmeyeceğim.
Zaten ben de pek ilgilenmedim o tarz şeylerle :D
Biz daha çok işin eğlencesine kaçtık.
Fuar alanında gezinmek resmen dental malzemelerle dolu alışveriş merkezinde gezmek gibiydi.
Dental malzemeler; teknolojik aletler olduğundan, teknoloji denilince de akla çekikler geleceğinden....
Etrafta o kadar çok çekik vardı ki
Ah ah ingilizcem ve özgüvenim daha iyi olsaydı (novalyamo olacaktı ki bkz:http://novalyamo.blogspot.com )
Bir de tabi sohbet başlatma konusunda çok iyi değilimdir.

Fuarın ilk gününde biz etrafa öyle boş boş bakarak serseri mayın gibi dolaşırken, uzun boylu bir ahjussi o kadar kibar davet etti ki standına , hiç istememe rağmen (yersen) arkadaşımın kolundan tutup gittik.
Biz dental bir şeyler tanıtmasını beklerken kese içinde ginseng çayı hediye etti.
Şans getirsin diyerek...

O kadar şaşırdım ki korece teşekkür etmek bile aklıma gelmedi.
İngilizce teşekkür edip ayrıldık.
Herkes dişle ilgili şeyleri, tanıtım amaçlı hediye ederken onun farklı bişey hediye etmesi hoşuma gitti.
Kibar şeyler :D
Standları tam ortada olduğu için 2. kere yanlarından geçince yine çok sıcak selam verdi.
artık 3.de ahbap oluverdik :D
Bu sefer korece bir şeyler söylemek aklıma geldi Allah'tan :D

Dediğim gibi çok fazla japon, kore, çin standı vardı.
Japon firmalarından biri, belki duymuşsunuzdur haberlerde çıkmıştı, fakülteler için fantom hasta ürettiler.
Eğitim amaçlı, hareket eden, yanağı dili gerçekçi olan robot hasta.
Oldukça kısa bir video nasıl bir şey olduğunu görmeniz için...
O firmanın standında japon amcayla olan sohbetim tabiki fantomla ilgili değildi :D
Robot yapmışlar banane canım...
Anime sohbeti yaptım yaklaşık 40 yaşındaki japon amcayla, hem de fuarda...
Favorisi one piecemiş :D :D

Başka bir noonanın ise telefon süsümü görüp "aaa korea" demesi, ayaküstü bir sohbete başlamamıza neden oldu.
bu beyefendi ise mr hoffman 
Bir firmanın çok şeker maskotuydu.
Onunla olan salak fotoğrafımı tabiki paylaşmayacağım.
Ya da hintlilerle olanı :D :D

Benim gibi acemi, bu tarz konularda hiç iyi olmayan birinin yapabileceği en fazla budur deyip çok ayrıntıya girmeden asıl konuya dönmek istiyorum.

Eveeeeeeeet Musicbank!!!!
Ne kaldı ki şunun şurası
K-pop ile tek ilişkisi JYJ ve neobiden dolayı Bigbang, ölüperigelinden dolayı da Rain olan ben, paraya kıyıp vip bilet aldım.

Eee tamam aldık da grupların hepsinin sadece adını biliyorum, belki bir şarkılarını dinlemişimdir.
Eee zevkine varabilmek için ne yapsam, ne yapsam dedim.
Ödevime çalışmaya karar verdim.
Sırf bunun için sanılmasın canım ne alakası var, mp4 palyer aldım.
Yollarda sürekli kpop dinleyip moda girebilmek için...
Sadece adlarını duyduğum ve ya birkaç diziden tanıdığım kişilere sempati duymak için her şeyi yaptım.
Tabi bu arada durduk yere "smoky girl smoky girl" diye mi dolaşmadım, "nappeun yojaya"diyerek mi hüzünlenmedim, "i dont need a man" le feminizim kıyılarında mı dolaşmadım, "every day i shock" mu demedim , "mr simple" koreografisini mi kafamda oynatmadım, karşıma çıkanlara manidar manidar " i will show you " mu demedim.
Neler neler
Not : aileenin sesine bayıldığımı belirtmeliyim aileeciler kendilerine ne diyorlarsa onlardan olamasam da onlardanmış gibi yapabilirim :D


Tam bugünlerde tempom düşerken videolar göndererek tekrar ateşi harladılar.
Videolar demişken hepsini izlediniz mi?
İzlemediniz mi? çok ayıp hemen hepsini bulup buluşturup getiriyorum.

İlk önce Ailee
Kendisine torpil geçiyorum tabiki

Gerisi alfabetik gelsin
2. sırada Beast
Ailee gibi 2 video gönderen şekerlerden beast
bazısı fazla coşkulu, bazısının aklı kim bilir nerde :D

3. sırada Ft island
Hongkinin havalara tavırlara bak!
Basket maçından ekibi toplayıp gelmiş gibi...
Bir o kadar samimi...
Öğrendikleri Türkçe kelimeleri rastgele söylemeleri ayrı sempatik...

4. sırada Mblaq
Mblaq bana biraz resmi göründü ama bu videoyu izlediğimden beri "ne jaman?" deyip duruyorum :D

5. sırada kız grubumuz Miss a
Bir kişi eksikler videoda ama olsun.
Bu sevimli kızlarımızı da severim.
Ama sadece şehla olduğu kadar sevimli, bir çok koreli erkek için şekşi olan Suzy'nin adını biliyorum.
Ama "I dont need a man" klibindeki kısa saçlı kızı daha karizmatik buluyorum.

6. sırada kaç kişi olduğu sürekli kafaları karıştıran Super Junior
Uzuuuuun zaman önce ilk defa "Mr simple" klibini izlediğimde grubu beş kişi, kalanınında montajla çoğaltıldığını yani yine aynı kişiler olduğunu düşünmüştüm hahahahah
Evet düşündüm bunu.
Ben eskiden şapsalken temalı itirafım :D
Hey gidi günler hey!..

Kimsenin aklının ucundan geçmezken Türkiye'de k-pop konseri dinlemek ben hep inanırdım.
Bu yıl ve ya en geç 2014 geleceklerine.
Ama hep ilk bu grubun JYJ olacağına inanmıştım.
İlk Jae Joong Türkiye'ye gelmesinden mi ve ya onların çok hoş bir video göndermesinden mi yoksa en çok onları sevdiğimden mi bilmiyorum
unutanlar için...

Ama bir gün biliyorum onlar da gelecek...
Türkiye'deki seyirci potansiyelini gördüklerinde...
ondan sonra gelsin JYJler, gitsin Bigbangler

Not: Tam da bu yazıyı yazarken twitterda neobinin twiti beni yerlebir etti.
Jyj hep beraber askere gidiyormuş.
Gelsin Bigbangler, gitsin Bigbangler diyebileceğim sanırım yaklaşık 2 yıl...
Not2: Umarım k-pop seven herkes bir gün canlı olarak izleme imkanı bulur.
Bir çok etken nedeniyle gidemeyenler bir dahakine o etkenleri ekarte ederler...
Not:3 Ne uzun yazmışım arkadaş... Sonuna kadar okuyanları tebrik ediyorum tabi bir de teşekkür ediyorum kendilerine :D

Let's go!..

24 Haziran 2013 Pazartesi

Namsan Tower - Boys Over Flowers

Elimizde harita, aklımızda diziler, düştük Seoul yollarına-4

diyerek,

1-Personal Taste
2-Coffee Prince
3-Rooftop Prince

Eee sıra geldi...

4- BOYS OVER FLOWERS

    NAMSAN TOWER



Boys over flowers izleyen herkesin unutamadığı bölümlerdendir; Namsan Tower'da şapşal Gu Jun Pyo'nun karda saatlerce beklediği,

sonra cable carda mahsur kaldıkları bölüm.




İşte tam o Namsan Tower'ın karşısında otelde kaldığımız için; her güne Namsan tower manzarası ile başlayıp günü de onunla kapattıktan sonra artık yakından görmenin vakti gelmişti.





















Bunun için yağmurlu bir günü seçtik ya da seçtiğimiz gün yağmur yağdı.
Ne fark eder ki?..
Deli gibi yağan yağmura aldırmadan üstelik şemsiyesiz düştük yola.
Böyle yazınca okuyanlar yürüdük sanacak tabiki taksiye bindik. hahaha
İyiki de binmişiz çılgın(!) bir taksiciye denk geldik.
50 yaş civarında oldukça konuşkan ve ingilizce konuşmayı bilen bir taksici
temkinli ama bir o kadar soğuk...
 "İranlı mısınız....?" sorusuna "Hayır, biz Türküz" dememizle birlikte konuşmanın seyri değişti.
"Töki Töki brother country" diyerek hoş bir sohbete daldık.
Tabi bu arada müslümanlar hakkında ne düşünüyorlarsa hepsini ortaya serdi.
Orda erkekler 6 kadınla evleniyorlarmış. Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar tatil diyerek parmağıyla tek tek saydı :D
Güldük trajikomik halimize...
Türkiye'de bir kadınla evlenilir. Biri eşim, diğeri arkadaşım diyerek açıklama gereği duydu Onur.
Ahjussi o kadar ani tepkiler vererek heyecanlı konuşuyordu ki bu mevzu canımızı sıkmadı, aksine çok eğlendik...
Cable cara gelince hoş sohbetimiz de sona erdi suratımızda kocaman gülümsemelerle...
Sana da burdan telepatik sevgimi yolluyorum ahjussi ;)
Yağmurlu günlerde görmeye alışkın olduğumuz her köşe başı şemsiyeci olayıyla Korede de karşılaştık da mağdur olmadık.
6000 wondan 2 tane şemsiye aldık o kadar dandik ki atmaya kıyamam yine de hahaha..
Orda fazlasıyla iş gördü hakkını yemeyelim
O yağmurda cable carda biz ve Tayvanlı olduğunu tahmin ettiğimiz gruptan başka kimse yoktu.



Tam burda Gu Jun Pyo'nun yazısı olmalıydı!!!


Cable cardan yağmurlu Seoul manzarası...







Bu tombik velete bayıldığım için çaktırmadan fotoğrafını çektim.
O kadar tatlı bıcır bıcır konuşuyordu ki...

Cable carla Namsan Tower'ın olduğu yere çıktık.




Etrafı gezinirken birden etrafımı nasıl olduğunu anlamadan ortaokul çocukları sardı.
Neye uğradığımı şaşırdım.
Tam fırlamalardı. :D :D
En çok eğlendiğim anlardan biriydi.
Abuk subuk sorular sormaya başladılar.
"Sence ben yakışıklı mıyım?" gibi "Evet" dediğimde ise bir başka fırlama ki başları olduğunu düşünüyorum.
"Yalancı" deyip gülmeye başladı. Bi tanesi küfür ederek konuştu, hepsi birden benim onu kınamamı istediler. :D
Hep dediğim gibi Korelilerin ilgisini çekiyorum ama yaş ortalamasını bi türlü tutturamıyorum. :D :D :D
Ya ergenler ya da yaşlılar hahahahhaha
Bu da o an
Beni kenardan şaşkınlıkla izleyen sibel ve onur çekmiş :D
Burdan o fırlamaların yanaklarını mıncırırım :D :D

Yağmurlu ve sisli seul manzarası tekrar...




Yağmurlu seul manzarasından lotte duty free yollarına...
Başka ne yapabilirdik ki zaten?
Yağmur yağmasa kozmetik ürünleri alacak değildim ya :D :D :D




8 ay geçmiş Seoul gezimin üzerinden...
Tekrar gitmemek için içimde ne çetin savaşlar verdim bir bilseniz.
Bu yüzden, 15 gün sonra Kore'ye gidecek olan ölüperigelin ve neobiyi kıskanmıyorum, gerçekten, ne alakası var çatlamıyorum....
Beni ararsanız odamda kendi kendime verdiğim savaşlara devam ederken bulabilirsiniz beni :D :D
Görüşmek üzere...


28 Nisan 2013 Pazar

Arkadaşlarımızı Uzakdoğu Sever Yapma Rehberi


Biz uzakdoğu severlerin en çok dert yandığı konu kimsenin bizi anlamamasıdır. Etrafımızda bizden başka kimsenin Kore dizileri, animeler ya da mangalara ilgi duymamasıdır. İnternette sosyal paylaşım sitelerinden aynı zevklere sahip arkadaşlar bulamasak ne yapardık diye iç geçirmeyi bir kenara bırakmalıyız artık...

Her zaman bulunduğum ortamda tek uzakdoğu severken tek olarak kalmayan biriyimdir.
Yavaş yavaş, emin adımlarla fethetme operasyonunu düzenlerim :D :D
Madem bu konuda  kadar iddialıyım bir kaç püf noktası vermeliyim diye düşündüm bu dertten muzdarip arkadaşlarıma... (homosaphilisin teşviği büyüktür.)
Hadi uzakdoğu severler 
Hwaiting!!! Fighting!!! Gambatte!!!



Öncelikle hedeflerimizi sınıflandırarak başlayalım.
1. kategoride uzakdoğudan bihaber ama önyargısız arkadaşlar
Etkilemesi en kolay gruptur.
2. kategoride uzakdoğu harici dizilere hakim ama uzakdoğu konusunda önyargılı arkadaşlar
Bu kişiler kendini hemen belli eder.
Sık sık sizinle, konuşmalarla! dalga geçerler.
"Ay yine ne izliyorsun, çekikleri mi?"
"Ay bunların hepsi aynı. Nasıl ayırt ediyorsun?" tipik cümleleridir.
Nispeten kolay gruptur
3. kategoride tamamen ilgisiz arkadaşlar mevcuttur.
Ne izlediğinle dalga geçer, ne de sorgular.
İşte en zor kategori...
Bu grupla hiç uğraşmayın derim zira etkisiz eleman gibisinizdir.
Vakit kaybetmeyin, diğer iki gruba çalışın benden demesi...
Benim hala bu gruptan çalıştığım arkadaşlar var aylardır ı-ıh "Bana mısın?" demediler.


Hedeflerimizi tanıyıp kategorize ettiysek şimdi 

Yapılması Gerekenler

1-Öncelikle kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Öyle ezilip büzülmek yok!
Ne izliyorsun dendiğinde "ıı şey, kem küm" demek yok!
Biz elit insanlarız... Yaptığımız iş de elit(!) bir iş!
Bu düsturla vakur bir duruş!
Sırtımızı dikleştiriyoruz!
Göbek içeri!
Her şey tamam mı :D :D
Aşağılanmak yok! Gerekirse (samimiyete güvenerek) aşağılamak var!
Unutmayın o size gülenlerin hepsi sizden öneri isteyecek.
Son gülen kim olacak göreceksiniz... :) :)












2- Dizileri arkadaşlarınızın yanında izleyin.
Özellikle yanınıza oturduklarında çaktırmadan en sevdiğiniz bölümün en sevdiğiniz sahnesini açın.
Şöyle tepkiler verdirtecek cinsten




Bkz: "Personal taste" 10. bölüm (game overmida), Coffee prince 10. bölüm ("ister erkek ol ister uzaylı"), Secret garden 3. bölüm mekik sahnesinden başlayın her bölümde muhakkak vardır bir kaç özel sahne...

Bu sahnelerden sonra hedeflerimiz yani arkadaşlarımız yavaş yavaş (kıçın kıçın da denilebilir :) yanaşıp arada gözleri takılacak(!) şekilde hemen yanınızda yer alacaklardır.

3- Sık sık değil arada dizilerden laf açıldıkça 
" Uzakdoğu dizilerinin güzel yanı kısa olması, 15-16 bölümde bitiyor zaten."
"Entrika olsa ne olur diğer bölümde çözülüyor."
"Bizdeki gibi bir sevgili diğerine küsünce 1 sezon küs kalmıyorlar bölümün sonuna tatlıya bağlanıyor."
"Bazı gelenekleri bize benziyor."
"Öyle Amerikan dizileri gibi laçka değil ilişkiler..." Bu noktada diğer dizileri biraz gömebilirsiniz... :)
Bu cümleleri konusu açıldıkça kullanın.
Önemli olan ısrarcı olmamak lafı açıldı diye söylemek :D :D
Ama unutmayın en çok işinizi görecek kilit cümle ilkidir.
Aman ne olacak 15-16 bölüm zaten topu topu bi bakıyım cümlesini duyma ihtimaliniz çok yüksektir. 
Bu cümleyi duyduysanız o bıyık altndan pis sırıtışınızla tavsiye listesi hazırlamaya başlayabilirsiniz. :D :D

Yapılmaması gerekenler

En önemli hususlardan biridir.
Alışma döneminde olan arkadaşlara çok fazla kpop idollerini göstermeyin.
Özellikle acayip acayip giyindikleri ve ya aşırı makyajlı oldukları resimleri.
Çünkü o bir üst seviyedir.
K-pop idolleri seviyesi, Kore dizilerini sindirmiş, çekikleri her haliyle sevmiş yani artık olmuş insanların seveceği gruptur.
Sonuçta bundan bir kaç yıl önce şu resmi görsem vereceğim tepki farklı olurdu.

Şimdiki tepkim................ Ahhhh! Neyse her şeyi açıklamamak gerekir :D :D


Artık hazırsanız arkadaşlarınızı fethetme operasyonuna başlayabilirsiniz...
Güzel haberlerinizi bekliyorum :D :D :D
Görüşmek üzere...