24 Haziran 2013 Pazartesi

Namsan Tower - Boys Over Flowers

Elimizde harita, aklımızda diziler, düştük Seoul yollarına-4

diyerek,

1-Personal Taste
2-Coffee Prince
3-Rooftop Prince

Eee sıra geldi...

4- BOYS OVER FLOWERS

    NAMSAN TOWER



Boys over flowers izleyen herkesin unutamadığı bölümlerdendir; Namsan Tower'da şapşal Gu Jun Pyo'nun karda saatlerce beklediği,

sonra cable carda mahsur kaldıkları bölüm.




İşte tam o Namsan Tower'ın karşısında otelde kaldığımız için; her güne Namsan tower manzarası ile başlayıp günü de onunla kapattıktan sonra artık yakından görmenin vakti gelmişti.





















Bunun için yağmurlu bir günü seçtik ya da seçtiğimiz gün yağmur yağdı.
Ne fark eder ki?..
Deli gibi yağan yağmura aldırmadan üstelik şemsiyesiz düştük yola.
Böyle yazınca okuyanlar yürüdük sanacak tabiki taksiye bindik. hahaha
İyiki de binmişiz çılgın(!) bir taksiciye denk geldik.
50 yaş civarında oldukça konuşkan ve ingilizce konuşmayı bilen bir taksici
temkinli ama bir o kadar soğuk...
 "İranlı mısınız....?" sorusuna "Hayır, biz Türküz" dememizle birlikte konuşmanın seyri değişti.
"Töki Töki brother country" diyerek hoş bir sohbete daldık.
Tabi bu arada müslümanlar hakkında ne düşünüyorlarsa hepsini ortaya serdi.
Orda erkekler 6 kadınla evleniyorlarmış. Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar tatil diyerek parmağıyla tek tek saydı :D
Güldük trajikomik halimize...
Türkiye'de bir kadınla evlenilir. Biri eşim, diğeri arkadaşım diyerek açıklama gereği duydu Onur.
Ahjussi o kadar ani tepkiler vererek heyecanlı konuşuyordu ki bu mevzu canımızı sıkmadı, aksine çok eğlendik...
Cable cara gelince hoş sohbetimiz de sona erdi suratımızda kocaman gülümsemelerle...
Sana da burdan telepatik sevgimi yolluyorum ahjussi ;)
Yağmurlu günlerde görmeye alışkın olduğumuz her köşe başı şemsiyeci olayıyla Korede de karşılaştık da mağdur olmadık.
6000 wondan 2 tane şemsiye aldık o kadar dandik ki atmaya kıyamam yine de hahaha..
Orda fazlasıyla iş gördü hakkını yemeyelim
O yağmurda cable carda biz ve Tayvanlı olduğunu tahmin ettiğimiz gruptan başka kimse yoktu.



Tam burda Gu Jun Pyo'nun yazısı olmalıydı!!!


Cable cardan yağmurlu Seoul manzarası...







Bu tombik velete bayıldığım için çaktırmadan fotoğrafını çektim.
O kadar tatlı bıcır bıcır konuşuyordu ki...

Cable carla Namsan Tower'ın olduğu yere çıktık.




Etrafı gezinirken birden etrafımı nasıl olduğunu anlamadan ortaokul çocukları sardı.
Neye uğradığımı şaşırdım.
Tam fırlamalardı. :D :D
En çok eğlendiğim anlardan biriydi.
Abuk subuk sorular sormaya başladılar.
"Sence ben yakışıklı mıyım?" gibi "Evet" dediğimde ise bir başka fırlama ki başları olduğunu düşünüyorum.
"Yalancı" deyip gülmeye başladı. Bi tanesi küfür ederek konuştu, hepsi birden benim onu kınamamı istediler. :D
Hep dediğim gibi Korelilerin ilgisini çekiyorum ama yaş ortalamasını bi türlü tutturamıyorum. :D :D :D
Ya ergenler ya da yaşlılar hahahahhaha
Bu da o an
Beni kenardan şaşkınlıkla izleyen sibel ve onur çekmiş :D
Burdan o fırlamaların yanaklarını mıncırırım :D :D

Yağmurlu ve sisli seul manzarası tekrar...




Yağmurlu seul manzarasından lotte duty free yollarına...
Başka ne yapabilirdik ki zaten?
Yağmur yağmasa kozmetik ürünleri alacak değildim ya :D :D :D




8 ay geçmiş Seoul gezimin üzerinden...
Tekrar gitmemek için içimde ne çetin savaşlar verdim bir bilseniz.
Bu yüzden, 15 gün sonra Kore'ye gidecek olan ölüperigelin ve neobiyi kıskanmıyorum, gerçekten, ne alakası var çatlamıyorum....
Beni ararsanız odamda kendi kendime verdiğim savaşlara devam ederken bulabilirsiniz beni :D :D
Görüşmek üzere...