13 Ocak 2013 Pazar

Coffee cojjee - Beyzademin dükkanı

Elimizde harita,aklımızda diziler,düştük Seoul yollarına-2


Beyzadem Kim Jae Joongun cafe açtığını biliyorsunuzdur.
Coffee Cojjee

Attention!!! Uyarı!!!
Bu noktadan itibaren şizofreni belirtileri gösteren soğuk nevalenin söylediklerini dikkate almak ya da almamak sizin elinizde!
İşte başlıyor...

Beyzadem geleceğimizi düşünerek yatırım yapmaya karar vermiş olacak ki kahveci açtı.
Oldukça yerinde bi karar.
Şarkıcılık ne olur ne olmaz bi spekülasyona bakar diye düşünmüştür çakal :)
5 günlük mini Kore gezim sırasında her yerde kahve dükkanı görünce anladım bu Koreli kardeşler kahveyi fazlasıyla seviyorlar.
Bundan dolayı benden bi aferin aldı.
Diğer bildiğimiz bir şeyse Korelilerin estetiğe affinitelerinin fazla olması.
Bu kahveciyi estetik merkezinin altına açtığını görmemle ikinci aferini de kaptı.
Bu kadar çabalamış açmış dükkanı hem de ben gitmeden sadece 1-2 hafta önce hayırlı olsuna gitmek şart.
yoksa ayıp olur diyerek düştük yollara.
ama ne yollara...
Allahım bulamıyoruz her nerdeyse
Nereye açtın sen çocuk?!
Etrafta da bi tane ingilizce bilen mi olmaz ya da daha doğrusu cevap vermek isteyen mi olmaz.
Daha önce aradığımız bir şeyi de bulamadığımız için ben ümidi kesmiş bulamayacağımız fikrine kendimi hazırlamış bir şekilde Onur nereye diyorsa oraya doğru giderken başımı bir kaldırdım ki...
Bi anda o kadar duygulandım ki nasıl minnet dolu baktığımı çok net hatırlıyorum :)
Beyzademin tükkanı  ᄏᄏᄏ
Hayırlı olsuna geldim de sen yoktun diyebilmek için ispat niteliğinde fotoğraflar çekindim.
Ben kaç bin mil uçmuş gelmişim o Kore dışında fink fink gezmelerde (cık cık cık)
Bunu yazdım ama bi kenara
Sonuçta o Ankara'ya geldiğinde ben böyle yapmamıştım :D :D

Teftişe mi girdim denir -kendi yerim sayılır- eğlenmeye  mi bilemeyeceğim (Kocaman bir yalan ergen fan moduma engel olmaya çalışarak ama olamadan girdim içeri :D)
Her zamanki gibi moccha söyledim
Barista kahvelerimizi yaparken etrafı kolaçan etmeye başladım.
Küçük bir mekan ama güzel sade dekore edilmiş.

Etrafta beyzademe ait resimler, albümler mevcut
ama ben çekmemişim nedense?!!! onların fotoğraflarını. internetten bulduğumu koyuyum en iyisi
Cojjeedeki herkes turistti.
Taylandlılar mıydı Çinliler mi bilemeyeceğim asyalı fanlar.
Fazlasıyla heyecanlısından üstelik
Cojjee yastıklarına jjye sarılır gibi sarılıyorlardı.

Tabi onları görünce cool takılmaya çalışarak hemen  kınadım.
Sonra "Kınadığını yapmadan ölmezsin" sözü aklıma geldi.
Sözü doğrulamak amacıyla hemen ben de kaptım o yastığı çekindim en şebeleğinden bir kaç fotoğraf :D
Ama onları paylaşmak gafletinde bulunmayacağım (sonra kendi kendimi kandırmazsam tabi)

Seoul'de içtiğimiz fiyat olarak en uygun kahvelerden biriydi.

Rica edip biraz da ısrarla! alabildiğim bir adet coffee cojjee bardağım


Sadece bir bardak aldım ama zengin göstersin diye iki farklı fotoğrafı koyuyorum (gerçekten çok farklı kkk)
Ne yazıkki diğer porselen fincanlardan satmıyorlardı.
Satıyor olsalardı hem kendime hem de sipariş üzerine Iseul'e alacaktım :(
İlk fırsatta bu konudan beyzadeye bahsetmem lazım. Tabi Türk kahvesi işini de konuşsam iyi olacak...


Coffee Cojjee SMTOWN'a yakın sayılır.
Cojjeeden çıktıktan sonra oraya da uğramanın faydası var. 
Ha "Uğrayınca ne yapacağız?" diye soracak olursanız
Hiiiç, Changmin ve Yunho'nun kocaman posterine bakarsınız :D
Süslenen ergenleri seyredersiniz ve önünde burdaydık deme niteliğinde fotoğraf çekinir, dönersiniz.

Yazıma JJin son şarkısı "mine"ın teaser ile son vermek istiyorum.



Bu kliple ilgili söylenecek çok şey var ama hepsi yayınlansın sonra...



Elimizde harita, aklımızda diziler, düştük seoul yollarına yine  

8 Ocak 2013 Salı

Elimizde harita, aklımızda diziler , düştük Seoul yollarına-1

Elimizde harita, aklımızda diziler , düştük Seoul yollarına-1



Güney Koreye ayak bastıktan sonra neler yaptık, nerelere gittik, nasıl anlatsam bilemedim.
Uzun zaman geçtiği için ayrıntıları da pek hatırlayamayacağım sanırım.
O yüzden aklıma şöyle bir yol geldi.
Hepimizin dizilerden bildiği yerleri, olayları anlatmak en iyisi...


1- PERSONAL TASTE
İlk izlediğim kore dizisi...
Kore dizilerine takılmama sevmeme, bu denize atlamama neden olan dizidir.

Günlerden bir gün hangi gün bir fikrim yok :D
Gezmekten, yürümekten ölmek üzereyken kendimizi otele zor attık.
Gündüz uykusu nedir bilmeyen ben tabiki televizyonu açıp kore kanallarını gezmeye başladım.
O da ayrı bir zevkti
KBS mi o, işte SBS, MBC :D :D
O da nesi personal taste...
Hem de en sevdiğim 10. bölüm
evet o ayaklar bana ait :D

(burdan itibaren ciddi anlamda spoiler içerir)
İzleyen herkesin asla unutmayacağı Jin ho'nun o tuhaf ceketiyle endamıyla yürüyüp park ga ini kolundan yakalayıp "game over mida" dediği bölüm.

Ne var bunda olay yapacak diye düşünen bir kaç kişi eminim bu sayfaya yanlışlıkla bakan birileridir ya da benim evlatlardan biridir.(bkz: benim evlatlar )
Korede, Kore televizyonunda, Kore dizisi gördüğüne şaşıran bi koreseverim.
Bunu ancak benim gibi olanlar anlayabilir ki "evet evet" diye iç geçirenleri tahmin edebiliyorum


2- COFFEE PRİNCE

İkinci izlediğim kore dizis
Ama en fazla tekrar takrar izlediğim (Bu yakınlarda yeniden izlemeyi düşünüyorum)







Gong Yoo'ya  hayran olmama, Yoon Eun Hye'yi takibe almama neden olan dizi.

Koreye kadar gidip de orayı görmeden dönmek olmazdı. Koreye gitme sebebimiz denilebilecek kadar bizim için önemlidir.
Tabiki bu konuda yeterince araştırma yapmış olan Sibel tam adresini bulmuş internetten. Elimizde adres ve yeterince bilgi .
Daha önceki deneyimlerimizden taksici ile konuşarak anlaşamayacağımızı bildiğimiz için gerekli bilgileri otel danışmasına hangeul olarak yazdırdığımız kartlarımızla birlikte atladık taksiye. Elimizde adres olmasına rağmen taksicilerle anlaşamayacağımız kanaatine varmış mıydık hatırlamıyorum, varmadıysak da varmak üzereydik.
Aklınızda bulunsun Koreye gitmeden şu hangeul işini halledin benden demesi (çok zor değilmiş)
Bu konuda güzel bir kaynak sizin için
Haklısın! Hangeul öğrenmeliyim diyenler için...
Dili öğrenmeseniz de olur ama okumayı bilmek önemli
Sonra  bizi uyarmadın demeyin "tü kaka" kabul etmem :D
Öyle bişey derseniz bu yazıyı kanıt olarak sunacağımdan emin olabilirsiniz ^^
Offf gecenin bi vakti yazmaya çalışınca kafa dağılıyor konumuz Coffee Prince

Yapmamız gereken tek şey  Hongdae'deki Hon-gik Üniversitesi'ni bulmak.
Üniversiteyi görür görmez "Taksici dayı bizi sağda bi yerde indir" dedik.
Yabancı bir ülkede olmanın en iyi yanı rahat rahat etrafı düşünmeden konuşabilmek :D
Gerisinde Sibel'in not defterindeki detaylara ve iç güdülerimize güvenerek bulabileceğimiz biliyorduk.
Böyle yeşillikler arasında kayboluyormuş kaçırabilirmişiz dikkatli olmalıyız diyerek yol boyunca yürümeye başladık.
Yaklaştığımızı hissettikçe heyecanlanarak.
Onur'un alaycı bakışlarına aldırmadan
Evet biz içindeki ergeni öldürememiş 25 yaş üstü hatunlarız hahahaha
İşte orada Coffee Prince

yıllar biraz yıpratmış olsa da hala orada olması bile yeter bizim için
sonuçta 5 yıl geçmiş

Okurken şunu dinlerseniz daha havaya girersiniz

Forumlarda, bloglarda fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor diye okuduğumuz için salak gülümsemelerimizle birlikte müşteri olarak girdik içeri.
Her normal müşteri gibi sipariş verdikten sonra dayanamayıp çaktırmadan çaktırmadan fotoğraf çekmeye başladık. Baktık ses çıkaran yok
Dibine kadar yaşadık mutluluğumuzu...


 

Tam burada bu araba yerine mini cooper olmasını tercih ederdim
Şunun gibi


Tabi arabadan böyle biri inse..... :D :D
Baktık madem arabadan böyle biri inmiyor en iyisi etrafın tadını çıkaralım dedik.

İşte Coffee princeden görüntüler




                   

Her yerde dizi ile ilgili posterler, hatıra yazıları ve imzaları mevcuttu.
İşte bu da sevgili Gongumuzun ve Eun Hyenin imzası



Son olarak servis ve kahvenin kötü olduğunu duymuştuk. Lakin kahve ve pastalar gayet güzeldi. Onların da fotoğraflarını çektim diye hatırlıyorum ama bulamadım bulursam eğer eklerim.
Servis ise... ilgisizdi ama ilgisiz olmaları işimize geldi istediğimiz gibi fotoğraf çekebildik :D
Hiç ayrılmak istemesek de pastamız ve kahvemiz bitince, mutlu bir o kadar huzurlu ayrıldık cafeden
Bir sonraki maceramıza doğru...


Devam edecek ~~